Türkiye 7,5 milyar avroluk dev anlaşmaya imza attı: Tarihi bir fırsat olacak
Kacır, AB Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Komite Üyesi Oliver Varhelyi ile Bakanlıkta bir araya geldi.
Toplantının ardından Kacır ve Varhelyi, Türkiye ile AB arasında geçtiğimiz günlerde imzalanan Dijital Avrupa Programı Katılım Anlaşması’na ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Bakan Kacır burada yaptığı konuşmada bilim, teknoloji, inovasyon ve ticaret alanlarında güçlü uluslararası iş birliğinin önemine işaret ederek, “AB programları bizim için önemli bir perspektif sunuyor. Araştırmacılarımıza, girişimcilerimize, sanayicilerimize Avrupalı paydaşlarla çalışma fırsatı sunuyor. İlk ödediğimiz katkı payının üzerinde getiriyle 297,5 milyon Euro tutarında fonu ülkemize kazandırdık” Horizon 2020 Programı kapsamında “Son 2 yılda yaklaşık 154 milyon euro tutarında finansman aldık.”dedi.
AB’nin bilim, teknoloji ve inovasyon alanındaki yetkinliklerinden faydalanarak bu ekosisteme daha güçlü bir katkı sağlamayı önemsediklerini kaydeden Kacır, Türkiye’nin Dijital Avrupa Programı’na katılımına ilişkin anlaşmanın her iki tarafça da imzalandığını hatırlattı. 7,5 milyar euro bütçeli bu programın herkes için tarihi bir fırsat sunduğunu belirten Kacır, programın yüksek performanslı bilişim ve yapay zeka gibi alanlarda stratejik altyapıların kurulması ve ihtiyaç duyulan insan kaynağının yetiştirilmesi için finansman sağladığını açıkladı. bu alanlarda.
Kacır konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye’nin programa katılımı sonucunda, program kapsamında oluşturulan kritik altyapılardan paydaşlarımız da yararlanabilecek. Dijital Avrupa Programından KOBİ’lerimiz başta olmak üzere ekonomimizin tüm paydaşlarının faydalanmasını hedefliyoruz. Avrupa Komitesi tarafından açılan davetlere başvurarak en etkin şekilde dijital beceriler açısından yetkinliklerini güçlendireceğiz.Bu programla ülkemizde sanayimizin, KOBİ’lerimizin ve KOBİ’lerimizin dijital dönüşümünü destekleyecek ADİM’ler kuracağız. Bu merkezlere yönelik ulusal çağrılarımız halihazırda açık. Avrupa Komisyonu tarafından nihai değerlendirmeleri tamamlanacak süreç sonunda 2024 yılının ilk yarısında ülkemizdeki merkezleri açacağız. yatırım öncesi testler, yatırımcı desteği, eğitimler ve ağ geliştirme bahisleri konusunda başta KOBİ’ler olmak üzere işletmelere hizmet verecek.”
“YEŞİL DÖNÜŞÜM İÇİN FİNANSAL ALTYAPIYI OLUŞTURUYORUZ”
Kacır, merkezlerin Avrupa çapında 227 ADİM ile yakın işbirliği kuracağını belirtti. “Ülkemiz, sanayi, üretim ve ihracat odaklı atılımlarla Avrupa’nın değer zincirindeki rolünü her geçen gün güçlendirdi. Bu adımların sonucunda Türkiye ile AB arasındaki ticaret hacmi geçen yıl 196 milyar dolara ulaştı. AB şu anda şu anda 196 milyar dolara ulaştı. en önemli ticari ortağımız.”değerlendirmesini yaptı.
Kacır, Türkiye’nin güneş paneli, beyaz eşya, ticari araç, düzcam ve çimento üretiminde Avrupa’da 1 numara olduğuna dikkat çekerek, sektörlerin rekabet gücünü korumak için yeşil dönüşüm gerçekleştirmenin önemine dikkat çekti.
Kacır, bu kapsamda Yeşil Düzen Eylem Planı ile Avrupa Yeşil Anlaşması’na uyum sürecini başlattıklarını ifade etti. “Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritası ile sektörlerimizi çevre dostu çözümler ışığında büyütmeyi hedefliyoruz. Bir yandan da yeşil dönüşümü başarıyla gerçekleştirmemizi sağlayacak finansman altyapısını da oluşturuyoruz. ‘Türkiye Yeşil Sanayi’ Dünya Bankası ile birlikte geliştirdiğimiz 450 milyon dolarlık ‘Yeşil OSB Projesi’ ve 300 milyon dolarlık ‘Yeşil OSB Projesi’ni hayata geçiriyoruz. Başta IPA III Programı olmak üzere AB ile işbirliğine açığız.”söz konusu.
Kacır, AB ile ilişkilerde bir diğer önemli konunun da vize serbestisi olduğuna dikkat çekerek, şöyle konuştu:
“Mevcut durumun sadece Türkiye ve Türk vatandaşları için değil, AB açısından da çok boyutlu olumsuz sonuçları var. Avrupa değer zincirinde güçlü bir role sahip olan sanayicilerimiz, Avrupa araştırma alanına etkin katkı sağlayan bilim adamlarımız, girişimcilerimiz Avrupa’nın teknolojik gelişimine destek veren mühendislerimiz.” Avrupa’yı daha iyi tanımak isteyen gençlerimizin hedef ve ideallerini engelleyen vize politikası nedeniyle Türkiye ile AB arasındaki işbirliği potansiyelini aktif olarak değerlendiremiyoruz. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi de her iki taraf için de bir zorunluluk haline geldi. Önümüzdeki dönemde Türk şirketleri Avrupa pazarına girecek. Adil erişim ve Türkiye’nin AB’ye çok daha fazla katkı sağlaması açısından hayati önem taşıyan bu konuda somut adımlara tanık olacağız. Türkiye-AB ilişkilerine ve iş birliğine büyük önem veriyor ve destekliyoruz. “
“TÜRKİYE’Yİ GELİŞEN BİR İNOVASYON ÜLKESİ OLARAK GÖRÜYORUZ”
AB Komisyonu’nun Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Üyesi Varhelyi, Bakan Kacır ile Türkiye ile AB arasında teknoloji, araştırma ve inovasyon alanlarındaki iş birliğini görüştüklerini söyledi.
Bu ortaklığın bir başarı hikayesi olduğunu belirten Varhelyi, şöyle konuştu: “Türkiye’nin Horizon Avrupa Programına katkısı giderek artıyor. Türkiye, programa bir yılda 62 milyon Euro katkı yaptı. Bu rakam 2020’de 35 milyon Euro oldu. Türkiye, saf enerji ve enerji gibi alanlara da katkı sağlamaya devam ediyor.” hidrojen. bekliyoruz.”dedi.
Varhelyi, Türkiye’nin bu programlara katılımının gelecekteki işbirliklerinin, ilişkilerin daha da geliştirilmesinin ve Türkiye’nin iç pazara tam katılımının temelini oluşturacağını belirtti.
Dijital Avrupa Programı ile Türkiye’deki katılımcıların bulut teknolojisi alanında daha fazla bilgi ve katkıya sahip olacağını belirten Varhelyi, yapay zeka ve dijital becerilerin geliştirilmesine yönelik ADİM’ler aracılığıyla dijital dönüşüme daha fazla katkı sağlayacaklarını ifade etti.
Varhelyi, Türkiye’yi gelişen bir inovasyon ülkesi olarak gördüklerini belirterek, şöyle konuştu:
“Bu ortaklık, birlikte gelişmemize büyük katkı sağlayacak. Yönetim kurulu olarak giriş maliyetlerini düşürerek Türkiye’nin bu programlara girmesini kolaylaştırdık. Türkiye bizden bir destek aldı. Geçtiğimiz yıl Yüksek Düzeyde Bilim ve Teknoloji Diyaloğu’nu başlattık. AB ve Türkiye Brüksel’de. İkincisini kısa süre içinde Ankara’da düzenlemeyi planlıyoruz. Gelecekte ortaklığımızı daha da güçlendirecek yeni projeler bekliyoruz. Özel sektörün dönüşüme yardımcı olacak projelerini bekliyoruz. Saf enerji ve hidrojen alanında artık Türkiye’de teknolojiye dayalı yeni bir ekonomi oluşuyor. Biz de bunun bir parçası olmak istiyoruz, istiyoruz.”